Turkish Forum, Amerika Birleşik Devletleri’nde (“ABD”) yaşayan Türklerin, Türk asıllı Amerikalıların ve Amerikalı Türk dostlarının 1993 senesinde temelini attığı, şu anda dünyanın her yerine dağılmış 500.000 üyesi bulunan, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur.
TF’un özgörüş (vizyon) ve özgörevi (misyon):
TF, yüce önderimiz Atatürk’ün dünya ortak kültürüne bağışladığı ‘Yurtta barış, dünyada barış’ eşsiz sloganıyla, kökten başlayan ve kar amacı gütmeyen bir toplum hareketidir.
Üyelerimiz, başta ABD ve Kanada olmak üzere, Avrupa’dan, Avustralya’dan, Asya’dan, Afrika’dan, kısacası dünyanın her yerindendir. Biz bu yeni kavrama ‘Türkiye dışındaki Türkiye’ diyoruz.
Bu insanlarımız, onseneler önce eğitim, mesleki, ekonomik, sosyal, sportif, veya başka nedenlerle Türkiye dışına çıkıp oralarda kalan, bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçen, evlenip çoluk çocuk yetiştiren, ama anavatanımız Türkiye’ye yürekten bağlı olan insanlardır. Toplam sayıları birçok Avrupa ülkesinin nüfusunu çoktan geride bırakmıştır.
Bu insanlarımız, dünya milletleri arasında, ‘vatandaştan vatandaşa’ anlayış köprüleri kurarak, Türk ve Türkiye’mizin imajını iyileştirmektedirler. Hiçbir Türk hükümetinin, Türkiye’de bulunan kurum ya da kuruluşun, ve Batıda bulunan lobi şirketlerinin, konumları itibarı ile başarması zaten mümkün olmayan, büyük işleri başarmaktadır. İşte bu insanlarımızı internet ortamında bir araya getirerek, onları bilgilendirip motive ederek ve sık sık açılan kampanyalarla yönlendirerek, Türkiye’mizin çıkarlarını dünyanın her yerinde kararlılıkla savunan ve özelllikle de ABD’de kamuoyunu Türkiye lehinde etkileyen yepyeni bir güç oluşturduk.
Turkish Forum’un Çalışmalarından Bazı Örnekler
TF, Türkiye’yi en çok meşgul eden, zaman zaman da çok üzen, Ermeni, Kıbrıs, Güneydoğu, AB, v.b. sorunlarda, özellikle ABD’de, genellikle de tüm diğer Batı ülkelerinde, Türkiye’nin görüşlerini ve çıkarlarını savunan, üyelerin bulundukları yerden ses vermelerini sağlayan kampanyalar düzenlemiştir. Bu konularda, Batıda kamuoyu yaratan ve yönetenlerin ‘yerinden baskı’ esasına göre bilgilendirilmelerine özen gösterilmektedir. Bu çabalar, giderek Türk tezlerini savunan diğer kişi ve kurumlarla diyalog ve köprüler kurulmasına yol açabilmiştir. Bütün bunların bir doğal sonucu olarak da, ortaya, birbirleri ile koordineli hareket edebilen yatay ve dikey sosyal yapılanmalar çıkmaktadır. Sam Weems gibi büyük Türk dostu yazarların baş döndüren bir süratle tüm dünyaya tanıtılması ve kitap satışları ile desteklenmesi bunlara bir örnektir. Bu örneklerin devamı gelecektir.
11 Eylül sonrasında, Batıda bazı çevrelerce dinler çatışması olarak ısrarla sunulan ve genelde kabul gören yeni dünya modelinde, demokratik, laik, aydınlık barışçı, ve serbest piyasa ekonomisi ile yönetilen güçlü bir Türkiye örneğinin bulunduğu gerçeği, TF üyeleri tarafından sürekli işlenen ve Türkiye’ye prestij ve sempati kazandıran bir kavramdır.
Yine, TF teorisyenlerinin üzerinde durduğu “Akıllı Ticaret” kavramı, Türkiye’mizin sanayi ve ticaret tepe yöneticilerine, askeri ve politik liderlere, basına, akademisyenlere, vatandaşa, kısacası bizi dinlemek isteyen herkese, anlatılacak ve geliştirdiğimiz modeller ve bunların getireceği yararlar tanıtılacaktır.
Bilinen çevrelerce Batı ülkelerinde yıllardır kasten yanlış tanıtılmış ve sürekli karalanmış Türk halkının görüntüsünün yenilenmesi ve gerçeklerin tüm dünyaya duyurulması için, Batıdaki dev medyaya yaklaşım modelleri geliştirilmiştir. Bunlar için gereken belgesel ve ticari filmler yapımına destek olunması, bu filmlerin en geniş bir şekilde gösterime sokulmasında “yerinden baskı’, ve bunun gibi diğer bazı koordinasyon çabaları bu modellerde kullanılmaktadır.
Yine TF tarafından geliştirilen “Kine Karşı Barış” projesinde, Batının “Atatürk Dünya Barış Enstitüsü” (“ADBE”) ağı ile örülmesi kavramı vardır. ADBE ler, dünyada “barış uzerine” lisans, master, ve doktora dereceleri veren ilk eğitim ve araştırma kurumu olacaktır.
Birincisi Arkansas Üniversitesinde kurulacak ve İstanbul Üniversitesi ile Boğaziçi Üniversitesi tarafından desteklenecek olan ADBE ler, zamanla barışı öğrenen, araştıran, bilen, ve uygulayan (özellikle üçüncü dünya ülkeleri vatandaşları olan) liderler yetiştirecek ve bu liderler sayesinde savaşlar bir bir kalıcı barışlarla sonuçlanabilecektir. Kan akması “ADBE’den barış doktorası” olan liderler tarafından önlendiğinde, yaygın açlık ve salgın hastalık gibi savaşların yan etkileri de yavaş yavaş ortadan kalkabilecektir. Bu da ADBE ye, onu ilk kuran Arkansas Üniversitesine, ve bu üniversiteyi barındıran Arkansas Eyaletine yakın bir gelecekte “Nobel Barış Ödülü” getirebilecektir.
Daha da önemlisi, Arkansas’ta kurulacak olan ADBE’nin “enstitü kuran enstitü” olması düşünülmekte ve bunun her yıl bir başka ABD Üniversitesinde bir ADBE kurmasının sağlanması planlanmaktadır. Gerekli finansmanın Türkiye’ye hiçbir mali külfet getirmeden sağlanması için bazı çok gizli modeller de geliştirilmişdir
Böylece “kin gurupları” Batı ülkelerini “kin anıtları” ağı ile örerken, karşılarına, ADBE’ler ile, yani “barış anıtları” ile dikileceğiz. Onlar “kan ve intikam” edebiyatı yaparken, bizler “barış ve hoşgörü” ilmini öğreteceğiz. Uzun vadede, barış ve sevginin, kan ve intikam duygularını yeneceğine TF teorisyenlerinin inancı tamdır. ADBE projesi işte bu inanç üzerine bina edilmiştir.
“ABD kamuoyunun kazanılması için topyekün tanıtım” olarak özetlenebilecek TF çalışma programı, Türk’ün ve Türkiye’nin her yönü ile tanıtılması çalışmalarına destek olmayı hedeflemektedir.
TF’un amacı, Türk’ün dünya toplumunda layık olduğu saygın yere gelmesinde itici güç olarak katkıda bulunmaktır.
TF üyeleri tamamen gönüllüdür, maaş alanı yoktur.
TF ABD yasalarına göre kurulmuş kar amacı gütmeyen bir kuruluştur (503c) ve geliri tamamen bağışlardan ibarettir.
TF Üyelerinin en aktif olduğu ülkeler arasında, alfabe sırasına göre, şunları sayabiliriz: ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Fransa, Hollanda, İsviçre, Kanada, ve Türkiye.
TTV – Topyekün Türk Varlığı
Türkiye’miz, komşuları itibarı ile, neresinden bakılırsa bakılsın bir ateş çemberi içindedir.
Türkiye’mizin yakın ve uzak tehlike ve tehditlere verebileceği en caydırıcı cevap, Topyekün Türk Varlığı kavramını derhal yaşama geçirmektir.
TF teorisyenlerinin geliştirdiği bu kavram, dünya Türklerinin çeşitli durum ve tanımlarla da olsa, bir “ortak zenginlikler bütünü” (“ÖZB”) içinde düşünülmesi, bu ÖZB kültürünün yayılması, araştırma ve bilgilendirilme olaylarının ÖZB’ye dönük olması, ÖZB ile motive edilmesi ve ortak tehditler karşısında mobilize edilmesi ve diğer bazı öğelerden oluşur.
Örneğin, ABD’deki Ermeni lobisi “Türkiye’ye şu şu yaptırımlar yapılsın” diye kin kusan bir Ermeni tasarısını ABD Kongresinden geçirmeye kalktığında, protesto sadece Türkiye ve ABD’deki Türklerden değil, Kanada’da Almanya’da, Avustralya’da, Kazakistan’da, Çin’de, özetle dünyanın heryerindeki Türk ve Türki öğelerden gelebilmelidir. TTV kavramındaki amaç budur.
Dikkat edilirse, TTV kavramı, bütün Türkler bir bayrak altında birleşsin gibi bir istek değildir. Bütün Türk ve Türki öğelerin ÖZB hissiyatında, eşgüdümle, bulundukları yerde harekete geçebilme bilincine ve ortak amaçlar ile ortak araçlar üretebilme olgunluğuna erişebilmeleridir.
TTV bugün için yeryüzünde yoktur. TTV tarihte de hiç olmamıştır. TTV yepyeni bir kavramdır. TTV ırkçı değildir ve olması da zaten mümkün değildir. TTV milliyetçi de değildir ve olamaz. TTV, “bulunduğu yerden” ÖZB ruhu ile ortak amaçlara ortak araçlar ile eşgüdümlü olarak ulaşma çabasına TF teorisyenlerinin verdiği bir addır. TTV, bölük pörçük Türk dünyasından, her türlü yapıcı istatistikte ilk ona giren dev bir “ortak hissiyat dünya topluluğu” çıkarmayı planlar. Bu kavram, milliyetçiliği aşan, yepyeni bir kavramdır. TTV çok ülkeli, çok dilli, çok dinli, çok kıtalı, çok kültürlü, çok tarihli yepyeni bir “hissiyat birliği” dir. TTV olgunluğa eriştiğinde, Türk ve Türki öğelere haksızlık yapmak eknomik, politik ve sosyal açılardan çok pahalıya mal olacağından, caydırıcılık etkisi büyük olabilecektir.
TTV kısa vadeli bir proje değildir.
TTV birkaç kuşak gerektirebilir. Başarmak için başlamak gerekir.
Özetlersek, TTV, Türkiye dışındaki Türk ve Türk soyluların, süratle birbirlerine ve Türkiye’ye uyumlu bir güç olarak ortaya çıkmalarını sağlamak amacı ile bilgilendirilmesi, koordine edilmesi, motivasyonu, ve mobilizasyonudur. Buradaki ilk üç safha geçilmeden dördüncü düğmeye basmak mümkün değildir. Bugüne kadar uygulanan politikaların sınırlı başarıda kalmalarının nedeni de budur.
TF bu konuları ve kavramları da kitaplaştırma çabası içindedir. Çalışmalar tamamlanınca kamuoyuna sunulacaktır. TF, hergün dünden ileride olmayı hedeflemektedir. TF, önünde katedilmesi gerek uzun bir yol olduğunun bilincindedir. TF, boş oturup olayların gelişmesini beklemek yerine, olayların akışını etkilemeyi düşünen ve gerekli araçları geliştiren bir düşünce ve hareket kuruluşudur.
TF olarak bizler TTV yi küçük çapta kullanmaya başladık bile.